İster Harvard’da,  ister arka sokaktaki kasabın üzerindeki okulda okuyor ol; üniversitenin unutulmaz karakterleriyle mutlaka tanışmışsındır. Liseden mezun olmak üzere olan şanslı bir bireylerden biriysen de zaten karşılaşmak üzeresindir. Bu çocuğun şimdi vizesi, finali, bütü falan vardır; en iyisi onun için biz toparlayalım dedik ve her üniversiteye serpiştirilen unutulmaz karakterleri senin için derledik.
 
Öğrenci işlerinde çalışan, gülmemeye and içmiş teyze

Belki de teyze değildir de ‘abladır’. Ama genelde o kadar somurtkan, memnuniyetsiz ve sıkıntılı görünürler ki, bir anda yaşları artar; enerjileri düşer. En ufak bir talepte bulunursun, yüzleri asılır. Yerinde bulmak için özel stratejiler geliştirmen, saatini kurman gerekir. Bu teyzemsi ablalar ya da nineler, öğrencinin işi dışında her şeyi yapmaya niyetli gibi görünürler. Ama haklarını yemeyelim; onlar olmasalar, ne işimiz hallolur ne de mezun olabiliriz.
 
10.yılın bile olsa, öğrenci kartını görmeden içeri almayan güvenlikçi


Evet, insanı zor durumlarda bırakır. O çantadan çıkamayasıca öğrenci kartını bir türlü bulamazsın ve yoklamayı asla atlamayan, 2 saniye geç girsen yok yazan sıfırcı hocanın dersini kaçırırsın. Sanki zaman yetiyormuş gibi, finallere 15 dakika geç girersin. Dünya yıkılır, bin türlü afet olur ama o güvenlikçi, kartını göstermeden seni içeri al-maz. Yine de kendisine, okulun ve tüm öğrencilerin güvenliğini bu kadar düşünüp ciddiye aldığı için teşekkür ediyor; olası bir bütünlemelere geç kalma durumunda, azıcık daha anlayışlı olmasını temenni ediyoruz.
Hala lisede olduğunu zanneden hayalperest kanka
 
Üniversite psikolojisine bir türlü giremezler. “Burada kızlar teklif ediyormuş”, “erkekleri acayip karizmatik oluyormuş”, “partisi eğlencesi bitmiyormuş” deyip, çekirdek çitler gibi hayal çitlerler. Ama “gel, şu konsere gidelim”, “alttan ders alan seni baya bi kesti” desen; hemen kaçar, harekete geçmemek için ellerinden geleni yaparlar. Biraz ürkektir bu grup. En geç 3. sınıfta (kızlar teklif etmeyip, erkekler de manken çıkmayınca) yavaştan aymaya başlarlar.
 
Üniversite sınavının geçtiğini kabullenemeyen, hırs küpü inek öğrenci

Bunların hırsı hiç bitmez. Üniversite sınavlarını atlattın, ne güzel bir bölüme girdin, biraz dinlen, bir dur; değil mi ama? Yok. Her derse girer, tabii ki en önde oturur, not tutar, sınavlarda yavrusunu koruyan şahin gibi kağıdının üzerine kapanır. Utanmasa, hoca yokken sınıfta konuşanları tahtaya da yazacak… Sınavlarda kopya vermeyi kabul etse, aslında çok tatlı olabilecek insanlardır kendileri.
 
“Offf kalcam yaaa” deyip, her seferinde çan eğrisini yükselten gıcık karakter

Her sınavdan gözü yaşlı çıkar. “Bu sefer bütünleme kesin, inşallah ondan da kalmam” naralarıyla karalara bürünür. Ama gel gelelim sonuçlar açıklandığında, bil bakalım listenin en tepesinde kim AA ile parlar? Bu gıcık karakterlerin, “Ay hiç çalışmadım ama 89 aldım”cılarla da yakın akraba olduğu söylenebilir.
 
Mezuniyet töreninde aynı bölümde görünce “Aaa bu kim ki” denilen, hayalet kişi

Bu arkadaş üniversite boyunca hiçbir şekilde okula uğramamıştır. Ne bir derse gelir, ne birine merhaba der ne de sınavlara katılır. Muhtemelen ülkeyi geze geze hatmetmiş, sen ben sabahlara kadar çalışırken kendisi partilerde yorulmuş ve hayat okulundan mezun olmayı seçmiştir. Bu kıskanılası rahatlıktaki arkadaş 23 dersten kalmasına rağmen, herhalde ailesine jest olsun diye mezuniyet törenine katılır ve o da kepini fırlatanlar kervanına katılır.
Potansiyel Zuckerberg

Bu arkadaşlar, notlarıyla olmasa da; derslerdeki ilginç çıkışlarıyla, hocaları kilitleyen soru ve düşünceleriyle akıllarda kalırlar. Belki sosyal olarak çok aktif ve popüler değildirler ama her zaman ilginç bakış açılarına sahiptirler. Sonra yıllar geçer ve bir gün internette bir manşet görürsünüz. “Aaa bizim üniversitedeki tip değil mi bu yaaa, dur ben buna bi’ kere borç vermiştim, bi’ ariyim” dersiniz. Çünkü kendisi yurt dışında ilklere imza atmış ya da ilginç bir girişimin lideri olmuştur. Şahsen bu karakteri biz çok sevdik. Senin de onlardan biri olmanı diliyoruz!
 
**