Üniversite denince, birçoğumuzun aklına unutulmaz dostluklar, bitmesini istemediğimiz keyifli etkinlikler, hemen bitmesini dilediğimiz dersler ve niceleri gelir. Ama en az 4 yıllık olan bu macera, kuşkusuz çok daha fazlasını sunuyor öğrenci milletine. Eğer üniversite yolculuğunun başındaysan, yani “öğrenci işleri ne taraftaydı” aşamasındaysan; ne demek istediğimizi çok yakında anlayacaksın sevgili Yeni Öğrenci. “Yok, ben senior öğrenciyim; bitiş çizgisine yakınım” diyenlerdensen, o zaman gel seninle eski zamanları anıp, şöyle bir iç çekelim.
Karşınızda, üniversite öğrencilerinin çok ama çok iyi bildiği 6 durum.
1.Bir dönem boyunca sadece omlet ve makarnayla beslenebilen canlı türüne “öğrenci” denir.
“Bir dönem mi” dediğini duyar gibi oluyoruz. Sade omlet, peynirli makarna, menemen, domatesli spagetti ve son olarak makarnalı yumurta aşamasına gelen her üniversiteli bilir ki; insan isterse, aylarca yumurta ve makarnayla beslenebilir. Hatta yanına bir de patatesi ekledi mi, değmeyin karbonhidrat keyfine! Öğrencilik çokça cefa, bir miktar da sefa olduğundan; her gün çeşit çeşit yemek yemek biraz zor oluyor tabii. Bu yüzden en iyisi, yumurtanın içindeki proteine şükrederek; bir süreliğine yumurta-makarna detoksuna girmek. Hem bazı uzmanlar, tek tip beslenmenin yararlı olduğunu söylüyorlar. “Bazıları” tabii…
2.Hangimiz çalışmadık, çılgınlar gibi?
Tabii ki son gece. Öğrenciliğin şanındandır; illa ki bazı derler (“bazı”?) son dakikaya bırakılır. Son gece IQ’nun 200’e fırlayacağı, yumurta kapıya gelince; öğrenci milletinin de aşka geleceği var sayılır. Stresin güçlü bir motivasyon kaynağı olduğuna ve insanın son dakikada harikalar yaratabileceğine inansak da, sen sen ol; her dersi de son geceye bırakma. Adı “Akışkanlar Mekaniği” olan bir ders nasıl son dakikaya bırakılabilir mi? Sadece adını anlamak bile en az 2, hadi hatrın için 1.5 saat…
3.Ay sonuna doğru, aileyle yapılan telefon konuşmaları bir başka içten olur, nedense…
Belki birden bire babanın o nurlu yüzünü özledin, annenin sevgi dolu bakışları aklına düştü, içini bir hüzün dalgası kapladı… Belki de banka hesabın sizlere ömür, ay sonunu getirecek kuruşun kalmadı! Uzun lafın kısası, her üniversite öğrencisi bilir ki; ay sonuna kalmadan o para suyunu çeker, aileden destek istemekten başka yol kalmaz ve en duygusal telefon konuşmaları yaşanır. Tabii “malını iyi bilen” anne ya da baba kişisi, asıl mevzuyu anlayana kadar…
4.Bütünlemenin acısı başkadır.
Herkes gider memleketine, tatiline… Arkadaşlarla planlar yapılır, hayaller kurulur. Ama bir kişi vardır ki o bu planların hiçbirine dahil olamaz. Çünkü mutlaka vermesi gereken sınavları ve deneyimlemesi gereken bir bütünleme acısı vardır. Her ne kadar insanı tatile gitmekten, şöyle gönül rahatlığıyla gezip tozmaktan alıkoysa da; bütünlemeye kalmak da üniversite hayatının bir parçası.
5.İşte en baba kanka: Fotokopici candır.
İstediğin kadar dijital çağdan bahset, teknolojiden dem vur, notları PDF yap, soruları JPEG yap; yine de o yüce şahsa ihtiyacın olacak. Fotokopici insanı rezil de eder, mezun da eder. En baba ders notları onda, çıkmış soru örnekleri onda, farklı kaynaklar onda. Sen sen ol, kanka olarak mutlaka bir adet fotokopici bul. Bizden söylemesi…
6.Biri “ilk iş deneyimi mi dedi”?
Her üniversitelinin hayatında bir dönem olur ki kendi parasını kazanmak, kendi kendine yetmek ister. Kimi gider kafede çalışır, kimi hipster barista olur, kimi köpük partisinde köpük sıkar, kimiyse kendi alanında daha mantıklı işlere girişir… Eğer sen de bu kafadaysan, sadece eğlenebileceğin değil; sana bir şeyler kazandıracak bir iş peşine düş deriz.
7.En son kaç kulübe üye olmuştun?
Adettendir, okulun ilk haftasında dersler genelde boş olduğundan, öğrenci kişisi hemen kendini kulüplere atar. Kırmızı görmüş boğa gibi, o kulüp senin, bu kulüp benim dolanır durur. Kah müzik kulübüne üye olur, gitar çalmayı öğreneceğine ant içer; kah trekkingçilere her hafta onlarla dağa çıkacağına söz verir; kah kendi bölümünde yükseleceğine dair gaza gelip hemen ilgili kulübe zıplar. Gel gelelim, dönem sonunda en fazla iki etkinliğe gider; gazı kaçmış balon gibi hemen ortamlardan yok olur, sıvışır gider.
Biraz klişe olacak ama her klişede gerçeklik payı yüksektir diyerek; üniversitenin belki de hayatının en güzel dönemi olacağını belirtelim. Biz hala kopamadık o günlerden. Bizim grafikerin, 11. yılı mesela, neyse… Tüm öğrencilere musmutlu bir öğrencilik hayatı dileriz!
**
Karşınızda, üniversite öğrencilerinin çok ama çok iyi bildiği 6 durum.
1.Bir dönem boyunca sadece omlet ve makarnayla beslenebilen canlı türüne “öğrenci” denir.
“Bir dönem mi” dediğini duyar gibi oluyoruz. Sade omlet, peynirli makarna, menemen, domatesli spagetti ve son olarak makarnalı yumurta aşamasına gelen her üniversiteli bilir ki; insan isterse, aylarca yumurta ve makarnayla beslenebilir. Hatta yanına bir de patatesi ekledi mi, değmeyin karbonhidrat keyfine! Öğrencilik çokça cefa, bir miktar da sefa olduğundan; her gün çeşit çeşit yemek yemek biraz zor oluyor tabii. Bu yüzden en iyisi, yumurtanın içindeki proteine şükrederek; bir süreliğine yumurta-makarna detoksuna girmek. Hem bazı uzmanlar, tek tip beslenmenin yararlı olduğunu söylüyorlar. “Bazıları” tabii…
2.Hangimiz çalışmadık, çılgınlar gibi?
Tabii ki son gece. Öğrenciliğin şanındandır; illa ki bazı derler (“bazı”?) son dakikaya bırakılır. Son gece IQ’nun 200’e fırlayacağı, yumurta kapıya gelince; öğrenci milletinin de aşka geleceği var sayılır. Stresin güçlü bir motivasyon kaynağı olduğuna ve insanın son dakikada harikalar yaratabileceğine inansak da, sen sen ol; her dersi de son geceye bırakma. Adı “Akışkanlar Mekaniği” olan bir ders nasıl son dakikaya bırakılabilir mi? Sadece adını anlamak bile en az 2, hadi hatrın için 1.5 saat…
3.Ay sonuna doğru, aileyle yapılan telefon konuşmaları bir başka içten olur, nedense…
Belki birden bire babanın o nurlu yüzünü özledin, annenin sevgi dolu bakışları aklına düştü, içini bir hüzün dalgası kapladı… Belki de banka hesabın sizlere ömür, ay sonunu getirecek kuruşun kalmadı! Uzun lafın kısası, her üniversite öğrencisi bilir ki; ay sonuna kalmadan o para suyunu çeker, aileden destek istemekten başka yol kalmaz ve en duygusal telefon konuşmaları yaşanır. Tabii “malını iyi bilen” anne ya da baba kişisi, asıl mevzuyu anlayana kadar…
4.Bütünlemenin acısı başkadır.
Herkes gider memleketine, tatiline… Arkadaşlarla planlar yapılır, hayaller kurulur. Ama bir kişi vardır ki o bu planların hiçbirine dahil olamaz. Çünkü mutlaka vermesi gereken sınavları ve deneyimlemesi gereken bir bütünleme acısı vardır. Her ne kadar insanı tatile gitmekten, şöyle gönül rahatlığıyla gezip tozmaktan alıkoysa da; bütünlemeye kalmak da üniversite hayatının bir parçası.
5.İşte en baba kanka: Fotokopici candır.
İstediğin kadar dijital çağdan bahset, teknolojiden dem vur, notları PDF yap, soruları JPEG yap; yine de o yüce şahsa ihtiyacın olacak. Fotokopici insanı rezil de eder, mezun da eder. En baba ders notları onda, çıkmış soru örnekleri onda, farklı kaynaklar onda. Sen sen ol, kanka olarak mutlaka bir adet fotokopici bul. Bizden söylemesi…
6.Biri “ilk iş deneyimi mi dedi”?
Her üniversitelinin hayatında bir dönem olur ki kendi parasını kazanmak, kendi kendine yetmek ister. Kimi gider kafede çalışır, kimi hipster barista olur, kimi köpük partisinde köpük sıkar, kimiyse kendi alanında daha mantıklı işlere girişir… Eğer sen de bu kafadaysan, sadece eğlenebileceğin değil; sana bir şeyler kazandıracak bir iş peşine düş deriz.
7.En son kaç kulübe üye olmuştun?
Adettendir, okulun ilk haftasında dersler genelde boş olduğundan, öğrenci kişisi hemen kendini kulüplere atar. Kırmızı görmüş boğa gibi, o kulüp senin, bu kulüp benim dolanır durur. Kah müzik kulübüne üye olur, gitar çalmayı öğreneceğine ant içer; kah trekkingçilere her hafta onlarla dağa çıkacağına söz verir; kah kendi bölümünde yükseleceğine dair gaza gelip hemen ilgili kulübe zıplar. Gel gelelim, dönem sonunda en fazla iki etkinliğe gider; gazı kaçmış balon gibi hemen ortamlardan yok olur, sıvışır gider.
Biraz klişe olacak ama her klişede gerçeklik payı yüksektir diyerek; üniversitenin belki de hayatının en güzel dönemi olacağını belirtelim. Biz hala kopamadık o günlerden. Bizim grafikerin, 11. yılı mesela, neyse… Tüm öğrencilere musmutlu bir öğrencilik hayatı dileriz!
**
Comments
Ay sonuna doğru, aileyle yapılan telefon konuşmaları başkadır