Gülü seven, dikenine de katlanır katlanmasına ama keşke bu dikenler her zaman sevgilinin kendisiyle ilgili olsa. İlişkin çok güzel başladı, süper anlaşıyorsunuz, hayalindeki kadını/erkeği buldun. Ama o da ne? Bu şahane şahıs, nasıl oluyor da o ‘tuhaf varlıklarla’ arkadaş olabiliyor? Al sana 10.000 puanlık bir uzman sorusu…
Arkadaşları devamlı seni süzüyor, inceliyor, kendi aralarında fısır fısır konuşup sana not veriyorlar.
https://media.giphy.com/media/yrjnzkj7E5mCY/giphy.gif
Öncelikle hemen belirtelim. Kızı da erkeği de, söz konusu en yakın arkadaşlarının sevgilisi olduğunda; bu şekilde davranabiliyorlar. Bu yüzden herhangi bir cinsiyeti kastetmediğimizi belirtelim. Eğer böyle bir durum yaşıyorsan, başlarda onların bu hallerini; arkadaş sevgilerine verip, bu tuhaf tavırları görmezden gelebilirsin. Hatta onlarla doğrudan iletişime geçmeye çalışıp, seni gizli gizli gözlemelerini engellemeye de çalışabilirsin. Hiçbir şey işe yaramazsa, belki sen de onların karşılarına geçip, şöyle ayaktan başlayıp saç tellerine bakar süzebilir ve empati kurmalarını sağlayabilirsin. Artık anlayana…
Seninle hiçbir şekilde iletişim kurmuyorlar!
https://media.giphy.com/media/26BRuo6sLetdllPAQ/giphy.gif
Bazıları da böyledir. Sanki orası, özel bir kulüpmüş de ancak hak edenler söz sahibi olabilirlermiş gibi, seni yok sayabilirler. Bu da demektir ki, arkadaşlarının koluna girecek şahsı, ona kolay kolay yar etmeyecekler. Onu hak ettiğinden emin olana kadar, böyle buz gibi duracaklar. Bu kategori, arkadaşlarına sıkı sıkı bağlıdır. Bu yüzden sevgilinin arkadaşlarına oynamaktansa, doğrudan sevgiline aşkını ifade etmen ve onu ne kadar sevdiğini cümle aleme göstermen; soğuk ekürileri için daha anlamlı bir işaret, bir ‘kanıt’ olacaktır.
Soru yağmuru değil, bildiğin tsunami, tsunami!
https://media.giphy.com/media/133DHwxKoFPXpe/giphy.gif
Sevgilinin arkadaşları o kadar meraklı ama o kadar meraklı ki, onlarla tanıştığın ilk gün nefes bile alamadın. Sanırsın ki, sevgilinin ailesi ile tanıştın da; sana annenin babanın işini, vizyonunu, hayallerini, çocukluğunu falan soruyorlar. Daha sevgilinle konuşmamışsın eski ilişkilerini; gel gelelim, arkadaşları ondan hızlı davranıyor ve sana “ex”lerinle ilgili olarak soru yağdırıyorlar. Öncelikle sana sabır diliyoruz. Kibarca, verebildiğin kadar soruya yanıt verip; çok özeline girdiklerinde zararsız bir espriyle geçiştirebilirsin. Mizahı kendine kalkan yap ve onlarla çok fazla takılmamaya bak!
Hiçbir ortak noktanız, ilgi alanınız yok ama hiç. Bir tane bile evet. Hatta çeyrek bile yok!
https://media.giphy.com/media/rq6c5xD7leHW8/giphy.gif
Sen diyorsun resim, onlar diyor rugby. Onlar diyor meditasyon, sen diyorsun mühendislik. Sevgilinin arkadaşlarıyla hiçbir ortak noktan, hiçbir ilgi alanın olmadığı gibi; ne onlar senin hayatını merak ediyor, ne de sen onların söyleyeceklerini. Tabir-i caizse, oldukça kabız ilerleyen bu ‘muhabbeti’ hızlandırmanın tek yolu, sahip olduğunuz tek ortak nokta tabii ki: Yani, sevgilin! Lafa ondan başlayın ve onunla bitirin. Sevgilinizi ne kadar zamandır tanıyorlar, nerede tanıştılar, birlikte okudularsa neler yaşadılar, sevgiliniz lisede nasıl biriydi; gibi gibi… Böylece en azından uzun bakışmalarla ve “hm” larla tıkanmayan bir sohbet fırsatı doğmuş olur. Değerlendir deriz!
Birbirinizi sevemediniz işte canım, n’apalım.
Bazen de olmuyor işte. Sen onu seviyorsun diye, arkadaşlarını da seveceksin; hatta onlar da seni sevecek diye bir kural yok. Gönül isterdi ki, iyi anlaşın, buluşulan zamanlarda sohbet aksın, muhabbet taşsın ama olamıyor işte. Görünürde hiçbir sebep olmadan da insanlar birbirlerinden hoşlanmayabiliyorlar. Bu durumda önerimiz, ortak noktanız yani sevgiliniz için, arkadaşlarıyla aynı ortamda olduğunuzda bir “n’aber”i eksik etmemeniz, birbirinize nefret dolu gözlerle bakmak yerine; sabır göstererek günün/gecenin bitmesini beklemek. Çünkü sevgilini seviyor ve mutlu olmasını istiyorsun. Çünkü aşk böyle bir şey : )
Comments