Üniversiteli olmak demek, 4 yıllık (genelde daha uzun) eğitim hayatınız boyunca bazı ritüelleri gerçekleştirmiş olmak demektir. Adeta Karaambar Kamyoncular Derneği kabul mülakatı gibi, gerçek bir üniversiteliyseniz aşağıdaki lisetede olanları, hatta daha fazlasını yapmış olmanız gerekir der çoğu kişi.. Farklı düşünenlere de saygımız sonsuz tabii.. Haa bir de; bütün bu ritüelleri gerçekleştirmekle birlikte ‘Her şeyin ben de farkındayım’ diyerek herkesi şaşırtan deli hesabı hayatta sizi bekleyen zorlukları bilerek hem çalışmak, hem de alabildiğine eğlenmektir.
1)Derslere geç girmeyi, arada sırada bir kaçamak yapıp arkadaşlarınıza imza attırmayı unutmayın.
Lisede böyle miydi? Sabah annemiz babamız uyandırır. Kahvaltını yap. Yiyorsa gitme okula.. Bir olur, iki olur. Üstün zekalı liseli taktikleriyle kendini kamufle etmeyi başararak okula da gitmezsiniz, yok da yazdırtmazsın. Ama nereye kadar.. 20 gün olan devamsızlık sınırı kağıya dayandığında öğretmenler ahizeleri kaldırıp ailenize kara haberi bildirmiştir bile..
Oysa üniversite… Aaah o derslere girip girmeme, derslerinizin düzenini kendinize göre ayarlayabilme, bir hafta okula gitmeyip sonraki hafta canınız istediğinde hepsini çalışabilme özgürlüğü… Sabah 9’daki derse kim istisnasız her gün gitmek ister ki.. Zaten yanınızda hiçbir ebeveyn yok. Sizi zorla uyandıran biri de yok.. Varsın bir günlüğüne kendinizi şımartın, kalkın şöyle 11’de; o günkü notları alıverirsiniz bir ara.. Devamsızlık mı? İnşallah hocanız bu konuda inatçı değildir. Değilse arkadaşlarınız sağ olsun imzaları bir dönem dahi yürütebilirsiniz..:))
2)Sadece 50 kuruş, 75 kuruş olan çaylardan günde 5-10 tane tüketin..
Kampüs adeta çöldeki vaha gibi değil mi? Yemekhaneye gidiyorsunuz dolu dolu yemekler 2 lira, kafeye gidiyorsunuz koskoca plastik bardak çay 50 kuruş, kahve 1.50 TL. Kampüsün hemen 100 metre dışındaki büfede ise aynı çay, plastikte değil çay bardağında 2 lira, aynı kahve fincanda değil küçük bardakta 5 lira…
Hal böyle olunca öğrenci kişi sabahtan akşama okulda kalmaya, bütün işlerini, derslerini, sosyal aktivitelerini okul içerisinde yapmaya can atmaktadır. Aslında maaşlı çalışmaya başladığınız halde elinizde hiçbir birikim kalmamasının altında yatan illüzyon da bu.. Geliriniz ayda 1000 TL’den 5000 TL’ye çıkadursun. Her bir masrafınız iki kat artmıştır bile...
3)Haa tabii küp şekerleri, yemekhanedeki peçeteleri de cebe atıp evimize götürüyoruz…
Zaman kötü, kriz var, öğrenciye kimse merhamet etmiyor. Tasarruf edeceğiniz her bir kuruşun değeri var.. Aman diyim biraz kıvrak zekalı olun, atın o şekerleri o peçeteleri cebe, derhal… Evde arkadaşlarınıza gururla sergilersiniz..
Aynı şekilde bedavaya, beleşe, hayır işlerine yönelik her şeyden haberdar olun. Beleşler, hayır işleri portalı gibi olun. Eviniz spotçular gibi derme çatma toparlanmış eşyalarla dolsun. Yemekleriniz sağdan soldan yapılan yardımlarla şenlensin. Komşularınız halinize acııyp size 50 lira, 100 lira harçlık atsın.
4)Okula öğlen gelip 2 liralık öğlen yemeği ile kahvaltı yapmak da var…
Sabahladıysanız, gece yarılarına kadar batak, okey, muhabbet masalarından kalkamadıysanız, saat 11’de uyandıktan sonra bir daha ne gerek var evde kahvaltıya.. Şöyle bir yüzünüze su çarpın, okulunuzun sınırlarından geçerek kurtarılmış bölgeye girin, adeta bir aşevi olan yemekhanenizden 2 liralık üç çeşit yemek artı tatlılı yemeğinizi mideye indiriverin. Alın size krallar gibi kahvaltı. Saat 5’te ikincisini de verecekler zaten, onu da yersiniz, gece yarısı da allah ne verdiyse artık..
5)Alkol kullanıyorsanız eğer, bulabildiğiniz en canti, en şekil içkilerin şişeleriyle evinizde bir koleksiyon olsun..
Lütfen.. Alkol kullanmayan arkadaşları tenzih ederek söylüyorum. Öğrencilik dönemi alkol gurmeliği kazandığınız dönemdir. Bakmayın öyle söylediğime bu arada, artislik yapıyorum. 1000 şişe içki içtiyseniz 990 tanesinin bira olması yüksek ihtimaldir..:D Neyse; şöyle yurt dışında gelenlerin, yabancı öğrencilerden arkadaşlarınızın üzerinde yabancı isim yazan gavur malı içki şişelerini, kırk yılın başı para bulup da aldığınız klas viskilerin, tekilaların koleksiyonlarını yapmayı unutmayın...
6)Her akşam dışarıda amaçsızca şişenin dibine vurup, sonra harıl harıl bir işkembeci bulmayı, sonra batak masasında sabahlayıp sabaha karşı 8-9 gibi yatmak da var…
Geceler sizindir öğrenciyken. Dersler mi, sorumluluklar mı? Peeh, peh peh.. Geceleri açık olan dükkanlar öğrencilere minnettardır. Sonsuz şükranlarını sunmaktadır. Geceleri dersler ve yüksek konsantrasyon gerektiren aktiviteler, gündüzleri de her türlü eğlence ve boş işler tarafından işgal edilmeniz; öğrencilik yaşamında gayet normal karşılanan şeylerdir.
7)Şaka bir yana; derslerinizden tamamen kendinizin sorumlu olduğunu, sene sonu bilançosuna kadar kimsenin sizden hesap sormayacağını unutmayın.
Haa bütün bunları yaparken aklınızda olsun arkadaşlar.. Yalnız olduğunuz bir sahadasınız. Kimse bir müdahale toplantısı yapmayacak size, kimse ‘Ne oldun sen böyle?’ diyemeyecek.. Bankaların, kredi kartlarının cazibesi gibi; size verilen avansı fazla kullanırsanız, vize haftaları geldiği zaman önünüze yığılan o tarifi imkansız, o dehşeti ifade edecek lugatin henüz olmadığı durumla karşılaşırsanız, eğlendiğiniz günlere verin…:)
8)Kulüplerin verdiği ücretsiz kurslar, sertifika programları, alabildiğine sahip olduğunuz o boş vakit sizin için bir daha bulunmayacak olan fırsatlardır..
Bakın adamlar bir AutoCAD hocasını kulüp bütçesinden sağladıkları anlaşma ile sizden sadece 20 TL alarak getirtebiliyorlar. AutoCAD kursu verebiliyorlar. Ülkenin bir ucundaki mesleğinizle ilgili kurum ve kuruluşlara geziler düzenleyebiliyorlar, çok güzel anılarınız olabiliyor. Bütün sosyal aktiviteleri minimum bütçe ile gerçekleştirebiliyorsunuz.
9)Haa bir de; öğrenci evinde kalıyorsanız, çeşitli temel ihtiyaçlarınızdan(!) önce kira ve fatura paralarını bir köşeye ayırmayı unutmayın..(Ciddi olamıyorum bu yazıda..:D)
“Üniversitelileşme” rehberi dedik.. “Üniversiteli olmak aslında nasıl olmalıdır” demedik malum…:D Aman bakın siz çevrenizde öğrenci olarak yaşıyorsunuz, herkes birbirinin durumunu biliyor ama ev sahibi olsun, fatura kesen şirketler olsun bunlar öğrenci olmayan, işinde gücünde insanlar. Fazla cıvıtırsanız gözünüzün yaşına bakmazlar. Aman diyeyim kira paranızı, fatura paranızı falan ayırın ondan sonra ne yapacaksanız yapın. Hiç yoktan yere sorunlar yaşamayın...
10)Son olarak üniversiteli olmak; eğlence, seyahat, muhabbet, her türlü iş dışı aktivite, aşk ve gönül ilişkileri bakımından aynı fırsatın bir daha asla olmadığı yılları yaşıyor olduğunu bilmektir..
Hiçbir mutluluğu, hiçbir deneyimi hiçbir ders, hiçbir ciddi aktivite için ertelemeye değmez. Daha 21-22-23 yaşındasınız. Ciddi olmak için çok zaman var. İlerisinde siz ciddi olmasanız bile hiçbir esprinize gülmeyecekler..
Comments
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.
devlet üniversitesinde okuyacaksınız -hayal kırıklığına uğramamak için- beklentilerinizi minimalize edin.